31 Temmuz 2012 Salı

Şu Çekilişi Yapalım Artık?

300 kişi oldugumuz da bir kutlama yapalim demistik ya, artik yapalim bence onu.
'Bookish'bir bloga donustugu icin buralar en guzeli bir kitap hediye etmek olacak, yaninda da bir ayrac tabi.
Ben 'ŞAHANE HATALAR' ı seçtim. İnsallah siz de seversiniz.
Çekilise katilmak cok basit: mail adresinizle birlikte yorum birakmak ve degilseniz izleyicim olmak. Fazla izleyici göz cikarmaz :) daha cok cekilis yapariz arttikca hem.
Hepimize simdiden iyi eglenceler
Edit: acemilikten tarih eklememişim :) Salı günü yani 7 Ağustos 2012'de çekilişi yaparız. 
Edit 2: Kitap ayracımı sevdiniz mi? 

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Doğunun Limanları

Aşk ilk günkü gibi kalabilir, heyecan da öyle. Aylar da geçse, yıllar da geçse. Hayat, insana bıkkınlık verecek kadar uzun değildir. 
[Doğunun Limanları / Amin Maalouf]

20 Temmuz 2012 Cuma

Muhteşem Gatsby!

Projemizi biliyorsunuzdur değil mi?
Buradaki listeden yani "50 klasik kız romanı" arasından her ay bir tane seçip okuyoruz.
Katılım serbest.
Benim ilk seçimim, Temmuz kitabım, bir Amerikan klasiği: Muhteşem Gatsby. Oldum olası merak etmişimdir nedir bu ku kadar muhteşem olan diye?
Gatsby'nin hikayesini "kız romanı" yapan şey saplantılı bir aşk hikayesi olmasıymış meğer.
Okumadan önce sadece "abartıldığı" ve "sıkıcı" olduğuna dair şeyler çalınmıştı kulağıma. Ama madem o kadar Muhteşem sıkıcı falan dinlemeden okunacaktı.
Bu konuda size net birşey diyemeyeceğim, çünkü benim Gatsby'i okuyuşum biraz karışık oldu:
İstanbul'dan eve dönerken (bknz zonguldak'a evim diyorum artık. büyük bir adım) ablam yanında kitap var mı yolda okumak istiyorum dedi. Ben o sıra Rüzgarın Gölgesini okuyordum, Gatsby'i de yeni almıştım, ona verdim.
Okurken ofladı, pofladı, çok sıkıcı, monoton, akmıyor gibi yorumlarda bulundu. Arada bir de çeviriden şikayet etti. Bazı kelimeleri yadırgıyordu: "supor", "epiy", "helican" gibi. Pes etti, başka bir  kitap okudu. Onu bitirince yarım bırakmaya gönlü el vermedi, döndü Gatsby'i bitirdi.
Sonra bir akşam Robert Redford'un oynadığı 1974 yapım "The Great Gatsby" filmini izledik, çok sevdim. Ama geç saatte  izlemeye başladığımız için yarım kaldı. Devam etmek yerine kitabı okudum.
Bu yüzden sıkıcı olması, akmaması gibi problemler hiç yaşamadım. Sanki filmin devamını izliyordum. Tek yapmam gereken arkama yaslanıp Can Yücel'in şahsına münhasır çevirisinin, kelimelerin zenginliğinin tadına vararak okumaktı.

bu tişörtü nerden buluruz?

Kitabımın başında şu dörtlük var, sanki herşeyin küçük bir özeti gibi:
Gönlü olacaksa, var, sırma kaftanlar kuşan;
Ve istiyorsa, yüksel yükselebildiğin kadar,
Ta ki "Sultanım, benim sırma kaftanlım" diye
Koşsun sana nazlı yar.
Thomas Parke D'invilliers
İlk cümleyi çok sevdim, paylaşmadan edemem.
Toy çağımda bir öğüt vermişti babam, hala küpedir kulağımda. 'Ne zaman' demişti, 'birini tenkide davranacak olsan, hatırdan çıkarma, herkes senin imkanlarında gelmemiştir dünyaya!' 
Çevirinin güzelliği ilk cümleden göz kırpıyor değil mi?
İlk cümle gibi son cümle de vurucu, insanın yüreği buruluyor okurken...
O ümitledir ki şimdi sefer etmekteyiz, biz o akıntıya karşı giden tekneler, durmadan geriye geçmişe çarpılıp atılsak da ne gam..
Bir de kadın kahraman Daisy'nin çok hoşuma giden bir cümlesi var: 
İlk iş, hemşireye kız mı erkek mi diye sordum. Kız olduğunu söyleyince, dödüm duvardan yana ağladım, 'İyi', dedim, 'kız olduğu daha iyi. İnşallah da alığın biri olur! Bu dünyada bir kız için en iyi şey, akça pakça bir alık olmak, başka ne?' 
Hayır aklıma o argo deyiş gelmedi! ^^


Scott Fitzgerald bu kitabını karısı Zelda'ya ithaf etmiş. Onların da çok çalkantılı bir aşk hikayesi vardı yanlış hatırlamıyorsam Elif Şafak'ın Siyah Süt'ün de okumuştum.
Edit: Ekşi sözlükte bu entryi buldum, doğru hatırlıyormuşum.
Midnight in Paris'i izleyenler varsa orda da Zelda ve Scott Fitzgerald geceleri arabayla gelip yazarı Çılgın 20'lerin çılgın partilerine götürürlerdi.

Size Muhteşem Gatsby hakkında iki muhteşem link vereceğim. Burada sevgili Judy'nin yazısı var, burada da Zimlicious'un projeden bağımsız Gatsby hakkında bilmeniz gereken 10 şey yazısı. 
Artık sabırsızlıkla 25 Aralık 2012'de gösterime girecek olan Leonardo Di Caprio'nun Gatsby'i oynadığı filmi bekleyebiliriz. (Daisy'i oynayan Carey Mulligan'a bi' türlü ısınamadım. Michelle Williams'la Rachel McAdams'ı karıştırıp elde edilmiş gibi. Töbe haşa)
Filmden hiç birşey olmasa bile görsel bir şölen olacağı kesin, siz ne dersiniz?
Bu adresten daha fazla fotoğrafa ulaşmak mümkün.

Postu yazarken aşağıdaki karikatüre rastladım. Kitabı henüz okumamış olanlar bakmasın, yüksek doz spoiler içerir. Okuyunca gelin bakın ama bu kadar eğlenceli birşey olamaz.