Tanıdık, çılgınca bir danstı bu. Oliver dönüp duruyor, eğiliyor, yana kaçıyor, değişen duygularını kafamın üstünde tutuyor, elime doğru indirirken birden geri çekiyordu. Ya ben ne yapıyordum? Sınavı geçmeye mi, kalmaya mı çalışıyordum? Onun duygularının benimle ilgisi olduğunu sanıyordum. Aşkı kazanılan bir madalya sanıyordum. Sanki o ayın bütün dergilerindeki talimatları harfiyen uygularsam, yalnızca çiğ sebzeler yiyip bol bol buhar banyosu yaparsam, tüm selülitlerimden kurtulursam, Nicole Farhi'den giyinirsem, pasta yaparsam, cinsel akrobasi egzersizleri yaparsam, onu asla sıkıştırmazsam, hep destek olur ve kendi başımın çaresine bakmayı bilirsem, kariyerimde ilerler ama bununla övünüp onu rahatsız etmezsem, kirpiklermi boyarsam, Kübist ressamlar üzerine tüm kitapları okursam ve seksi ama soğuk kıyafetler giyersem; Oliver beni yalnızca sevmekle kamayıp bana aşık da olduğuna karar verebilecekti, aslında beni şimdilik pek sevmiyor olsa da. Ama aşk böyle kazanılan bir şey değildir tabi, yoksa yalnızca küçük ve üstü açık araba reklamlarındaki kızların erkek arkadaşları olurdu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder