Tanıdık, çılgınca bir danstı bu. Oliver dönüp duruyor, eğiliyor, yana kaçıyor, değişen duygularını kafamın üstünde tutuyor, elime doğru indirirken birden geri çekiyordu. Ya ben ne yapıyordum? Sınavı geçmeye mi, kalmaya mı çalışıyordum? Onun duygularının benimle ilgisi olduğunu sanıyordum. Aşkı kazanılan bir madalya sanıyordum. Sanki o ayın bütün dergilerindeki talimatları harfiyen uygularsam, yalnızca çiğ sebzeler yiyip bol bol buhar banyosu yaparsam, tüm selülitlerimden kurtulursam, Nicole Farhi'den giyinirsem, pasta yaparsam, cinsel akrobasi egzersizleri yaparsam, onu asla sıkıştırmazsam, hep destek olur ve kendi başımın çaresine bakmayı bilirsem, kariyerimde ilerler ama bununla övünüp onu rahatsız etmezsem, kirpiklermi boyarsam, Kübist ressamlar üzerine tüm kitapları okursam ve seksi ama soğuk kıyafetler giyersem; Oliver beni yalnızca sevmekle kamayıp bana aşık da olduğuna karar verebilecekti, aslında beni şimdilik pek sevmiyor olsa da. Ama aşk böyle kazanılan bir şey değildir tabi, yoksa yalnızca küçük ve üstü açık araba reklamlarındaki kızların erkek arkadaşları olurdu.
30 Eylül 2014 Salı
28 Eylül 2014 Pazar
Sylvia [2003]
Sylvia:
Sometimes I feel like I'm not... solid. I'm hollow. There's nothing behind my eyes. I'm a negative of a person. It's as if I never - -I never thought anything. I never wrote anything. I never felt anything.
All I want is blackness and silence.
İran Sineması
- İran sineması: 15 özel film
http://www.sinematopya.com/2014/09/iran-sinemasina-giris-en-ozel-15-iran-filmi.html
Belki Bir Gün Uçarız
Aylin Balboa - Belki Bir Gün Uçarız
http://www.edebiyathaber.net/aylin-balbao-o-kadar-cok-kimseyi-kurtaramadim-ki-inanamazsiniz/
27 Eylül 2014 Cumartesi
Yükseklik Korkusu
İşte yoksunluk böyledir. Bir şeyin eksikliğini çekerken durup dinlenmeden onu arzularsınız. Ah bir sahip olsaydım ona, bütün sorunlarım çözülürdü diye düşünürsünüz. Ama bir de ona sahip olunca, arzuladığınız şey elinize verilince, bütün çekiciliğini yitirmeye başlar. Başka gereksimler öne çıkar, başka istekler kendini hissettirir, sonunda başladığınız yere dönmüş olduğunu yavaş yavaş anlarsınız.
Paul Auster |
Mutfak Tanrısı
Helen, Edna'nı çocuklarındam birinin zihinsel bir sorunu olduğunu keşfettiğini söyledi. Edna'nın oğlu hasta, Helen'inki değil. Helen hep Frank için endişelendiğini, güvenli bir geleceği olmadığını söylerdi. Ama Edna'nın oğlunun durumunu öğrenince şükretti. Frank için yani, Edna'nın oğlu için değil. 'Sonunda şükretmeliyim, ailemde böyle bir sorun yok' dedi.
Ben de 'bu şükran değil, mazeret' diye düşündüm. Çin'de insanlar böyle düşünür. Başkasının felaketine bakıp kendi sorunlarını unutursun.
Neden yaşamını başkalarınınkiyle karşılaştırasın ki? Böyle düşünürsen ancak korkarsın. Yalnızca daha neler yitirebileceğini düşünürsün. Daha iyi şeyler ummazsın.
Eğer Çindeyken böyle düşünseydim hala oralarda olurdum. Çünkü yaşamı benimkinden beter pek çok insan gördüm.
[Mutfak Tanrısı - Amy Tan]
Toza Sor
Kalmaya karar verdim. Bir aylık kirayı peşin ödemiştim ve üst kattaki odayı denemek istiyordum. O gece orada uyudum ama ertesi sabah evden nefret ettim. Camilla ile ev düşün bir parçaşıydı, oysa onsuz sadece bir ev.
[Toza Sor - John Fante]
Goldfinch
Why do you think you always knew better? What is the problem with this country?
How did so stupid nation get to be so arrogant and rich? Americans..movie stars..tv people..they name their kids Apple and Blanket and Blue and Bastard and all kind of crazy things.
[Goldfinch by Donna Tartt]
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)